Kemiğin normal yoğunluğunu ve gücünü kaybetmesiyle incelmesi ve kolay kırılabilir hale gelmesidir. Osteoporoz halk arasında kemik erimesi olarak bilinir, sıklıkla menopoz sonrası kadınlar etkilenir.
Başlangıçta sadece bel ağrısı görülebilir, hastalık ilerledikçe omurganın şeklinde bozukluklar oluşabilir. Küçük çarpmalarla bile kırıklar oluşabilir.
Osteoporoz nedenleri:
• Yanlış beslenme modelleri (Asidik ve mineralden fakir beslenme, az su tüketimi vs)
• Barsak flora bozuklugu (Emilim bozukluğu sonucu vitamin-mineral eksiklikleri)
• Hareketsiz yaşam (yaşlanmayla azalmış aktivite-lenfatik drenaj bozukluğu).
• Toksik madde artışı (Kortizon türü veya çok miktarda ve uzun süreli kimyasal ilaç kullanımı.
• Toksik madde alışkanlıkları (Sigara, alkol vb)
• Hormonal bozukluklar (Menopoz sonrası düşük östrojen, hipertiroidizm: tiroid bezinin aşırı çalışması).
• Diğer (Kanser, genetik yatkınlık)
Osteoporoz için nedene yönelik tedaviler ilk sırada yapılmalıdır, birlikte tedaviyi hızlandırmak amaçlı osteoporoz ilaçları kullanılmalıdır. Nedene yönelik tedaviler yapıldığında osteoporoz ilaçlarına ihtiyaç 3-6 ayda ortadan kalkacaktır. Nedenlerin saptanması ve tedavisi sağlanmadığında, yüksek dozda kullanılacak osteoporoz ilaçlarına bile yeterli yanıt alınamayacaktır.
Nedene yönelik tedaviler, planlanmalıdır. Osteoporozun en sık temel nedeni yanlış beslenme modelleridir. Özellikle; “asidik beslenme modellerinde”, toksinlerin vücuttan atılmasında çok miktarda “alkali minarele” ihtiyaç duyulmaktadır. Alkali formdaki mineraller 5 adettir, bunlar, Kalsiyum, Potasyum, Sodyum, Magnezyum ve Demir mineralleridir. Bütün bu mineraller sağlıklı alkali bir doku-organ yaratmak için çok önemlidir. Bu mineraller asitik minerallerle birleşerek toksin maddeleri vücuttan atarlar. Bu minareller içinde bedenimizde en çok bulunanı kalsiyumdur. Kalsiyumun çok miktarda kullanımı, kemiklerden kalsiyum kaybına neden olacak ve zaman içinde osteoporoz kaçınılmaz olacaktır. Asidik beslenmeyi azaltmak özellikle peynir grubu gibi kalsiyumdan çok zengin ancak barsaklarımızda sindirim sırasında bünyesindekinden daha fazla kalsiyum ve alkali harcanmasına neden olan gıdalardan uzak durulması gerekmektedir. Süt ürünlerinden sadece yogurt (mümkünse katkı maddesiz) vücudumuza ciddi kalsiyum minerali kazandırmaktadır. Kalsiyumun daha çok yeşil sebze ve meyvelerden alınması, hem doku-organ alkali ortamını sağlayacak hem de mineral kaybını önleyecektir. Zaten süt ve ürünlerindeki kalsiyum zenginliğinin kaynağı yeşil bitkilerdir, sindirimlerinde alkali minarel ihtiyacı duyulmaktadır.
Osteoporozda ikinci nokta sindirim ve emilim bozukluğudur. Burada safra kesesi ve pankreas organlarından gelen sindirim enzimi yetersizlikleri ve barsak florası (yararlı barsak mikropları) bozuklukları başrolü oynamaktadır. Sindirim enzim desteği sağlanması, barsak florasının desteklenerek pasajın hareketlenmesi çeşitli mineral-vitamin üretim ve emilimini kolaylaştırarak osteoporoz tedavisine ciddi katkı sağlayacaktır.
Osteoporoz, hareketlerin azalmasıyla artmaktadır. Burada temel etken dokuların lenfatik drenajının yeterince sağlanamamasıdır. Lenfatik drenajla dokulardaki toksik maddeler uzaklaştırılır ve zararsız hale getirilmeye çalışılır. Buradaki aksama sonucu doku asiditesi artmakta bunun düzeltilmesi içinde, alkali kalsiyum kaybı artmaktadır. Kaslarda lenfatik drenaj bozukluğu ve buralarda toksinlerin asiditesinin zararlarının önlenmesi için kalsiyum kullanılır. Bu kalsiyum uzun dönemde kemiklerden karşılanmaktadır. Kalsiyumun toksinlerle birleşerek, doku içinde çökmesi ile tetik noktalar oluşmaktadır. Bu hastalarda kas hereketleri ile gelen çıtırtı sesleri, kalsiyumun toksinlerle yaptığı bileşiklerin kırılma sesidir. Bu nedenle bu hastalarda kas ağrıları olur ve masajla bir miktar rahatlama sağlanır. Masaj, lenfatik drenajla toksinlerin dokudan uzaklaşmasını kolaylaştırmaktadır. Bu nedenlerle osteoporoz gelişmemesi veya ilerlememesi için bu hastaların günlük düzenli eğzersiz yaparak, lenfatik drenaj artışı sağlaması gerekir. Böylece toksinlerin dokulardan uzaklaştırması kolaylaşır ve alkali kalsiyum ihtiyacı azalır, kemikten kalsiyum alınması da önlenir.
Osteoporozdaki diğer neden dokulardaki toksin maddelerin fazla olmasıdır. Bunun nedenlerinin başında, katkı madde oranı yüksek gıda tüketilmesi ve gereğinden fazla kimyasal ilaç tüketimleridir. Gıda tüketimlerinde, katkı maddesi kullanılmayan gıdaların tüketilmesi yarar sağlayacaktır. Kimyasal ilaç tüketimlerinde de semptomatik ilaçlar yerine; nedenin ortadan kaldırılmasına yönelik ilaçlar tercih edilerek, toksin yükünü hafifletilmesi sağlanmalıdır. Aynı zamanda vücuda zararlı toksin içeren alışkanlıklarında tesbit edilerek (sigara, alkol vs) bunlardan hastaların uzak durması sağlanmalıdır.
Osteoporozun sık görüldüğü yaş grubu menopoz yaşı içindeki bayanlardır. Yukarda bahsi geçen konularda hassas davranılması durumunda, dirençle karşılaşılan durumlarda hormonal bozukluklara dikkat etmek gerekmektedir. Bu amaçla özellikle jinekolojik, endokrinolojik konsültasyonlar yapılmalıdır. Bunlara yönelik tedavi önerileri dikkate alınmalıdır.
Osteoporoz durumunda genetik yatkınlıktan ziyade ailesel alışkanlıklar ön plandadır. Bunların tespiti ve bunlara yönelik önerilerle tedavi sağlanabilecektir. Özellikle kronik ve çok yoğun kimyasal ilaç kullanımının söz konusu olduğu kanser gibi ağır hastalık durumlarında gelişebilecek osteoporozla mücadelede yukarda bahsi geçen önlemler aynı derecede fayda sağlayacaktır.
Bütün bu nedene yönelik tedavilere ilave olarak, gerekli görülürse 3-6 aylık sürelerle kalsiyum, mağnezyum gibi minarel ve D3 gibi vitamin destekleri sağlanabilir. Bu destekler osteoporoz ile mücedeleyi hızlandıracaktır. Ancak yukarda sıralanan önlemlerin yapılmaması, uyulmaması durumunda, hiçbir ilaç tedavisi osteoporozu yeterince hızlı tedavi edemeyecektir.
Erken menopoz durumlarında osteoporozu önlemek için, menopozla birlikte hormon tedavisine başlanmalıdır. Östrojen hormonunun dışarıdan alınmasıyla kemik yıkımı azalacak ve hatta yeni kemik oluşumu ile osteoporozun gerilemesi sağlanacaktır. Birlikte, kalsiyum tabletleriyle kalsiyum alınmasının da kemik erimesini yavaşlatacağı belirtilmektedir. Bunun dışında düzenli egzersiz yapmanın da ciddi faydası vardır. Osteoporozu önlemek için yürüyüş yapmak yüzmek kadar yararlıdır.
Sonuç olarak yukarda sayılan nedenlere yönelik önerilere uyulduğunda osteoporoz bir hastalık olmayacaktır.