Ağrı Modelleri

Bel Ağrısı

Yüzyıllardır insanlar bel ağrısından şikayet etmektedirler. Bel, vücut ağırlığının merkezi olup, günlük yaşantının stresini, bozuk vücut duruşunu, hareketsiz yaşamı, aşırı yemek yemenin yükünü taşımaktadır.

Bel ağrısı, hafif incinmeler, kas yüklenmeleri ve yaşa bağlı iç organ bozukluklarını yansıtmaktadırlar. Bel rahatsızlıklarının tamamı mekanik rahatsızlıklar değildir. Bel ağrısını radyolojik görüntülemelere bakarak “bel fıtığı” gibi mekanik bir nedene bağlamak, kolaydır. Ancak bu mekanik nedeni ortadan kaldırdığınızda düzelme olacak mıdır? Düzelme ne kadar sürecektir? Bel ağrısına neden olan gerçek nedenlere yönelik kalıcı tedaviler yapılmadan uygulanacak cerrahi girişimler başarısız olacaktır.  Ani bel ağrısının uyarıcı işaretleri dikkate alınır, iç organların hastalıklarından korunma yolları sağlanırsa, daha kolay ve kalıcı olarak tedavi edilebilir. Bu durumda ileri girişimsel ağrı tedavileri veya ameliyatlara gerek kalmaz.

Bel ağrısında doğru teşhis ve tedaviyle yüz güldürücü sonuçlar alınabilir. Doğru teşhis için hastalığın ayrıntılı hikayesi, fiziksel muayene, laboratuar tetkiklerine ve radyolojik görüntüleme tekniklerine ihtiyaç duyulmaktadır. İlk görüşmede tanı ve ağrıyı gidermek, hastanın aktivitesini artırmak için erken tedaviye başlanmadır. Asıl teşhis genellikle tüm tanı testleri bittikten sonra konmaktadır.

Ancak klasikleşmiş muayene ve teşhis-görüntüleme yöntemleri hekimi çok yanıltabilmektedir. Özellikle sadece görüntüle yöntemlerine bağlı kalınarak yapılan yaklaşımlar, yanlış teşhislere neden olabilmektedir. Hastanın şikayetleri ile uyumsuz radyolojik grüntülemeler olabilmektedir. Ağrı tanı ve tedavisinde hasta hikayesi, özel tanı muayene yöntemleri (uygulamalı kinezyoloji), laboratuvar ve radyolojik görüntüleme yöntemleriyle beraber değerlendirilmelidir. Sadece radyolojik görüntüleri ve bel ağrısı şikayeti birleştirilerek konulan teşhisler yanılgılara neden olabilmektedir.

Sonuçta bel rahatsızlığı nedeniyle ciddi omurga-bel cerrahileri uygulanmaktadır. Yeterli ve çok üst düzeyde kaliteli, modern cerrahi müdahaleye rağmen, bel ağrısı kısa, orta veya ileri vadede tekrar eskisi gibi yada daha artarak ortaya çıkabilmektedir. Cerrahi sonrası daha iyi radyolojik görüntülere ragmen hastanın şikayetleri devam edebilmektedir. Çok güzel ve başarıyla yapılmış bir ameliyata rağmen ağrı geçmemiş durumda olabilmektedir.

Hastalığın Hikayesi

Bel problemlerinizin nedenini ortaya çıkartmak amacıyla doktorunuz size birçok soru soracaktır. İlk olarak ağrıyı ne zaman, nerede hissettiniz? Ağrı, çarpma, trafik kazası, bir ters hareket sonrası mı başladı? Ağrı başladığı dönemde bir operasyon, dogum, diş tedavisi gibi fiziksel bir durum oldu mu ? Aynı dönemde psikolojik olarak etkilendiğiniz bir olay yaşadınız mı ? Ağrı bir noktada mı, yayılımı var mı, başka bölgelerde de ağrılar oluyor mu ? Bel ağrısı dışında baş ağrısı, boyun ağrısı, yüz ağrısı gibi ilave ağrılı hastalıklarınız var mı ? Ağrınızı arttıran ve azaltan faktörler nelerdir ? Dinlenme ve uyku sırasında ağrı oluyor mu?

Ayrıca; bel ağrınıza zemin hazırlayan faktörleri incelemek için sorular da sorulacaktır. Bedeninizin zararlı madde(toksin) yükünü tahmin edebilmek için beslenme alışkanlıklarınız, çok tükettiğiniz gıdalar, su tüketiminiz, şeker düşkünlüğünüz, sigara-alkol tüketiminiz, sindirimle ilgili şikayetleriniz(gaz, şişkinlik, kabızlık, ishal) belirlenecektir. Yine bel ağrınıza neden olabilecek hormonal disfonsiyonunuzun incelenmesi için; uyku durumunuz, uykuya geçiş, sık uyanma, sabah kalkamama, cinsel fonksiyonlarınız, adet durumunuz hakkında bilgiler istenecektir.

Ağrınız için kullandığınız ilaçlar, kortizon kullanımı, başka girişimsel-cerrahi operasyonlar başka hastalıklarınız ve bunlar için kullandığınız ilaçlar, yapılan diğer ameliyatlar, diş tedavileri bilinmelidir. Çünkü, tüm bunlarla ağrılarınızın bütünsel olarak ilişkilendirilmesi gerekmektedir.

Fizik Muayene

Muayene de ağrılı bölge dışından başlanarak tüm omurga gözden geçirilmeli, her omurga seviyesinde cildin rengi , görünümü, sertliği gözlenmelidir. Her seviye geçilirken cilt altı hassasiyetler, kas tonusleri dikkatle değerlendirilmeli, anormallik saptanan seviyelerle ilgili hastanın hikayesinin derinliği arttırılmalıdır. Muayene sırasında cilt, ciltaltı, kaslar, ele gelen anormallikler, ciltte nemlenme, renk değişiklikleri hastanın toksin yükü, hastalığın nedeni hakkında fikir vermelidir. Bel bölgesi cildinin ve bacakların kıyaslamalı olarak duysal durumu incelenmelidir. Bacak motor sinirlerinin değerlendirilmesi için reflekslere bakılmalı ve kuvvet kaybı, güçsüzlük değerlendirilmelidir.Üçlü muayene tekniği ile bel ağrısının, omurga diski, faset eklemleri, sakroiliak eklem veya koksifemoral eklem kaynaklı olması konusunda karar verilir. Ayrıca, çeşitli özel test ve pozisyon hareketleri ile karar netletleştirilmeye çalışılmalıdır.

Gastrointestinal sistemin başlangıç yeri olarak, ağız, dişler ve temparomandibüler eklem muayene edilerek, ağız hijeni ve dişlerin durumu hakkında bilgi sahibi olunmalıdır. Böylece iç organların hafif bozuklukları sonucu, oluşan yansıma bel ağrıları gözden kaçırılmamış olacaktır.

Klasik Laboratuvar ve Görünteleme Yöntemleri:

Sedimentasyon, CRP, tam kan sayımı gibi standart testler dışında özel romatizmal hastalıklara özgü testler; romatoid faktör(RF), anti-nükleer antikor(ANA), Multipl Myelom için protein elektroforezi gibi testler yapılabilir.

Elektromyografi(EMG), kaslardaki sinir iletimini ölçerek herhangi bir sinire bağlı hasar düzeyini gösterir. Şeker hastalığına, sinir sıkışmasına bağlı sinir hasarı ayrımında önemlidir.

Bel ağrısı hastalarında kemik yapılar değerlendirilecekse direk grafiler (direk film) veya bilgisayarlı tomografi (BT) istenir. Ancak bel disklerinin fıtığı veya yumuşak doku kaynaklı ağrı düşünülürse manyetik rezonans görüntüleme (MR) istenecektir. Bu üst düzey görüntüleme yöntemleri değerlendirilirken, öykü ve klinik muayene göz önünde tutulmalı ve bulgular ışığında değerlendirilmelidir.

Özel Araştırmalar

Bel ağrısı muayesinde manuelterapi muayenesi, uygulamalı klinik kinezyolojik testler (AK), mikrosistem akupunktur(MAPS) uygulamaları hastalığın hem teşhisini pekiştirecek hem de kısa süreli de olsa gecici rahatlama sağlayarak hastanın muayenesini kolaylaştırabilir. Tüm vücudun bütünsel olarak değerlendirilmesi, toksin ve biyolojik indeksleri, kapasiteleri değerlendirilecekse “vegatest”, “proquant” gibi ileri araştırma testleri yapılabilir.

Tedavi:

Tedavi yönteminden bağımsız olarak yeni başlayan bel ağrılarının % 40 ’ı ilk 1 hafta içinde % 60 – 80 ’i 3 hafta içinde ve % 90 ‘ı 2 ay içinde daha iyi hale gelir.

Bel ağrısı, karakteri gereği, hastanın bütünsel olarak değerlendirilmesini gerektirir. Bel ağrısı bir sonuçtur. Ağrınız, bedeninizde birçok iç organın çeşitli düzeylerde bozukluklarının yansıma veya toksin (zararlı madde) yükünün artışının bir işareti olabilir. Bu nedenle bel ağrısını sadece radyolojik görüntüleme yöntemleri ile omurgadaki bir fıtığa bağlamak ve bu şekilde tedavi planlamak yetersiz, hatta başarısız tedavilere neden olabilir. Tedavide bir çok yöntemin ve gastroentereloji, fizik tedavi-rehabilitasyon, beyin cerrahisi, nöroloji, ortopedi gibi branşların desteği alınmalıdır. İleri aşamalara gelmiş ağrı durumlarında cerrahi gereksinimlerin göz ardı edilmeden, kalıcı hasar gelişmeden tedavilerinin yapılması gerekmektedir. Bel ağrılarında acil cerrahi gereksinimi olabilmeltedir. Kas gücü-hareket kaybı durumunda ilk 24 saat içinde cerrahi uygulanmalıdır.

Yatak istirahati, 2-3 günü geçmemeli ve erken dönemde gündelik yaşama geçme ve egzersizlere başlama sağlanmalıdır. Bu amaçla tanıya göre tetik nokta injeksiyonları gibi minimal girişimsel tedavilerle erken ağrı kontrolü sağlanmalıdır. Sonrasında yapılacak bel egzersizleri, fizik tedavi ve ultrason uygulamaları, kısa süreli rahatlama sağlayabilen uygulamalardır. Hareketsizlik, ciddi kısıtlılık bel ağrısı tedavisini olumsuz etkileyen en önemli unsurlardandır.

Non-steroid anti-inflammatuar ağrı kesici ilaç grubu, ağrı ve yangıyı azaltırken ciddi yan etkilere sebep olabilirler. Ağrı kesici ilaçlar akut dönemde ağrı sağaltımı için kullanılmalı, teşhis konularak nedene yönelik tedavilerin başarısından sonra hızla kesilmelidir. Nedene yönelik tedavilerin sonuçlarının gecikmesi durumunda ise analjezik ilaçlar destek amaçlı kullanılmalıdır. Hastaya önerilen ilaçların yan etkilerinin olması kaçınılmazdır. Hastanın bu konuda bilgilendirilmesi, tedaviye uyumunu kolaylaştırır. Hatta, olası yan etkilerle başa çıkmak için öneriler ve  ilaçlar birlikte verilebilir. Ağrı kontrolü ve yan etkiler konusunda hasta hekimiyle irtibat halinde olmalıdır.

1 –  GENEL SEBEPLER :

– Tümörler : Kemikle ilgili olarak en sık olarak bir tür kan hastalığı olan Multipl Myelom gelir. Bir kanserin yayılması ile olanlar %85 oranda;  meme , prostat , akciğer , böbrek ve tiroid kanserleri kemiğe yayılım gösterir.

Metabolik kemik hastalıkları , epidural enfeksiyon , vaskülitler bel ağrısı nedeni olabilir. Bütün bunlar radyolojik görüntülemelerle kolayca tespit edilebilir.

2 –  NÖROLOJİK SEBEPLER:

Myelopati , omuriliğe bağlı hasalıklar, şeker hastalığı gibi hastalıklara bağlı bel sinirlerinde rahatsızlık, nöropati , multipl skleroz ( MS ) ve benzeri hastalıklar, kas hastalıkları da bel ağrısı nedeni olabilmektedir.

3 – YANSIYAN AĞRI:

Bel ağrılarında sadece kemik omurga ve etrafındaki faset eklem, kas, ligaman, disk gibi yumuşak dokulara bakılarak odaklanılması, geniş değerlendirmelerin yapılmaması, tedavilerin geçici veya başarısız olmasında temel etken olabilmektedir. Bu şekilde yıllar, aylar, haftalar hatta günler sonra bile ağrı tekrar eskisi gibi ortaya çıkmakta ve kontrolü sağlanamamaktadır. Bazen ameliyattan çıktıktan saatler sonra bile ağrı aynı şekilde devam etmektedir.

Batın organlarının özellikle karaciğer, sindirim organları, kalın barsak, pelvik organlardan kadınlarda; uterus, overler, mesane, erkeklerde; mesane, prostat gibi organların ağrı yansımaları gözden kaçırılmamalıdır. Ani bel ağrılarında böbrek taşı, aort anevrizma ruptürü gibi durumlarda oluşan ağrılar da bel bölümünde hissedilebilir, bu durumlarda dikkatli olunmalıdır.

4 –  MEKANİK SEBEPLER :

Disk ile ilgili problemler:

Omurlararası disklerde genelde fıtıklaşma arka bölgeden olur. En sık olarak 4-5. bel omurlarının hizasında ortaya çıkar ve o bölgede sinir sıkışmalarına neden olur. Siyatik siniri oluşturan bölgede bir sıkışma olursa bu genelde siyatik ağrısı olarak tarif edilen, öksürmekle, arabada seyahat ederken ve öne eğilmekle artan bıçak saplanır gibi bir ağrıya sebep olur.

Back to list

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir