Baş ağrısı şikayeti, hekimlere başvuran hastaların çoğunluğunu oluşturmaktadır. Baş ağrısı yakınması ile hekime başvuran hastaların % 80’inde baş ağrısına organsal bir neden bulunamaz. Başağrısına kesin olmamakla birlikte hastadan alınan bilgiler doğrultusunda teşhis konabilmektedir. Migren ve gerilim tipi baş ağrıları klasik tıbbın baş ağrılarına koyduğu tanıların %95’ni oluşturur. Bu şekilde tedavi edildiğinde baş ağrıları ile yeterince baş edilemediği ortadadır. Baş ağrıları şikayeti hastalara ayrıntılı hasta hikayesi ve tüm fizik muayene yapılmadan “Migren veya Gerilim Baş Ağrısı” tanıları konmakta ve kimyasal ağrı kesiciler başlanmaktadır. Böylece tam teşhis edilmeden başlanan ilaç tedavileri başarısız sonuçlara neden olmaktadır.
Bu teşhislerle, baş ağrısı ile gidilen acil servisler bu tip ağrılarla baş ederken çok fazla ağrı kesici ve uyku verici ilaçlarla ağrıyı kontrol etmeye çalışmaktadır. Bunlara rağmen ağrı giderilmesi yeterince sağlanamamaktadır.
Bütünsel yaklaşımla, ayrıntılı hastalık hikayesi ve tüm vücudun ayrıntılı muayenesi sonucunda baş ağrısını oluşturan nedenler belirlenebilir. Bu durumda başağrılarına % 95 oranında migren veya gerilim tipi baş ağrısı denmeyecektir.Oluşan baş ağrısı tablolarının ayrıntılı hasta hikayesi ve tüm vücut fizik muayenesi ile ortaya konması, teshisin tam olarak belirlenmesi, yapılması gereken temel koşuldur.
Bu şekildeki bütünsel yaklaşımla planlanacak girişimsel ağrı tedavileri ve nöralterapi seans uygulamaları ile baş ağrılarında; kalıcı, başarılı sonuçlar alınabilmektedir. Böylece, hastalar tedavi edilemeyen baş ağrılarından ve uzun süreli kimyasal ilaç kullanımından kurtulabilmektedir.
Tehlikeli Başağrısı
Nadiren baş ağrıları ciddi sorunların ilk bulgusu olarak görülebilir. Tehlikeli baş ağrılarının özellikleri şunlardır.
1. İlk kez yaşanan çok şiddetli baş ağrıları
2. Ani başlangıçlı baş ağrıları
3. Sıklığı ve şiddeti kısa sürede giderek artış gösteren baş ağrıları
4. Kafa çarpmaları sonrası veya kanserli hastalarda ani başlamış olan baş ağrıları